I Told Sunset About You, iki ana karakter etrafında ama çok sayıda güçlü yan karakterlerle bezeli bir dizi. Bu yapımda arkadaşlık, rekabet, sevgi, birinin ayağına dolanmak, kıskançlık, şaşkın duygular, birbirinin kalbini yormak, karşılıksız kalan duygular, oğlan çocukların ve genç erkeklerin arkadaşlığı ve büyümesine eşsiz sıra dışı bakışlar var. BL türünü sevenler için vazgeçilmez bir yapım oldu bile şimdiden bence. Tayland yapımı BL’ler içinde çıtayı oldukça yükselttiği söylenebilir. Bundan sonra çekilecek bu türden yapımlara bir eşik olması dileği ile.

Teh ve Oh-aew ilk defa daha çocukken okula kabul gününde karşılaşırlar. Patlayan havai fişeklerin gürültüsüyle ikisi de korkuyla sinip kulaklarını kapatır. Ama merakla da birbirlerine bakarken tanışırlar. Bakış o bakış öyle bir arkadaşlık başlar ki aralarında, arkadaşlıktan çok ötede, kendine özgü ve eşsiz deneyimlere gebe. Aslında huyları suyları pek de birbirlerine benzememektedir. Belki zıt kutuplar bile denebilir. Ama böyledir insanlar, kime meyledeceğini bilemezsin içinin. İçinin neyi çekeceği senin elinde mi ki? Ama insanların çoğu içinin çektiğini değil de ona öğretilenleri yapmayı seçer o da ayrı mevzu.

Teh; mücadeleci, çalışkan, başarılı, kafasına koyduğu şeye odaklanabilen hatta belki biraz da kendini beğenmiş bir çocuk. Oh-aew ise; dikkati hemen dağılan, naif, değişik az rastlanır bir karakter. Pek bir şeyi kafaya takmaz görünür, ama sanki çok önemli bir şey vardır kafasında, esas önem verdiği bir şey. Herkesten farklı olduğunu sanki küçük yaşlarında farketmiştir. Öyle bir garip bakar tatlı gözleri hep. Teh; başarılı abisinden annesine karşı rol çalabilmek için seyrettiği bir Çin oyunundan uyarlama televizyon dizisi olan Ayın Üzerindeki Kılıç’ı seyrettikten sonra oyuncu olmaya karar verir. Hem de erkek başrol. İki arkadaşın aralarında geçen şu diyalog belki her şeyi anlatır.

Oh-aew - Başrol olduğun zaman bana haber ver. Bekliyor olacağım. 

Teh - Peki ya sen? Büyüdüğünde ne olmak istiyorsun. 

Oh-aew - Hiçbir şey. Ne zaman bir şey yapmaya kalksam hemen sıkılmaya başlıyorum.

Teh - Ne? Hiç hayalin yok mu? Astronot olmak gibi örneğin.

Oh-aew - Yok kalsın.

Teh - Badmington oyuncusu?

Oh-aew - Bana uymuyor.

Teh - Yüzücü?

Oh-aew - Sıkıcı.

Teh - Tenis oyuncusu? Bilim insanı?

Oh-aew - Sadece bir hafta içerisinde fazladan fen dersi aldım. Ve yine sıkıldım.

Teh; arkadaşının da yardımı ile başrol için çalışırken, ne hikmetse ilkokul öğretmeni tiyatro oyunun başrolü için Oh-aew’i seçer. Oh-aew arkadaşına bakar önce onay alınca rolü kabul eder. Önce arkadaşını destekleyen Teh sonra Oh-aew’in gerçekten oyunculuğu sevdiğini görünce, çocuk aklıyla onu kıskanıverir. Araları bozulur. Aslında Oh-aew oyunculuğu mu sevmiştir? Yoksa Teh oyuncu olmak istediği için mi oyunculuğu sevmiştir? Aslında zaten onun her şeyi arkadaşı mı?

Lise son sınıfta hazırlık kursunda yolları tekrar kesişene kadar hiç konuşmazlar. Ama bu karşılaşmadan sonra daha fazla kaçamazlar birbirlerinden; tekrar arkadaş olurlar. Birbirlerini çok seven insanların arasında garip bir gerilim olduğuna inanırım ben. Özellikle çiftler arasında her şey çok yolundaysa eğer, bu biraz da birbirlerini umursamamak gibi gelir bana. Sanki aşk değil de iş ilişkisi yaşıyorlarmış gibi hissederim. Gerçek ilişkide gizli bile olsa bir savaş olmalıdır. Bu olumlu savaş ve küsüp barışmalar ilişkiye can verir. Birlikteliği sağlamlaştırır. Sınırlarını belirler. Kaybetme korkusu aşkı tekrar tekrar başlatır. Değerini artırır. Belki gizli bir zevk de katar birlikte geçen hayata.

Özellikle Teh, aralarında ki ilişkinin ne olduğunu çözemez bir türlü, aklı karışır. Kız arkadaşı Tan’a yönelir bu karmaşadan kurtulmak için. Oh-aew aslında ne hissettiğini de ne istediğini de bilmektedir. Ama Teh’in ikilemleri karşısında savaşmaktan yorulur ve arkadaş guruplarına yeni katılan Bas’a aşık olur ya da olduğunu sanır. Bu karmaşalar yaşanırken Teh; abisine açılır. Abisi Hoon’un ona nasihatı çok güzeldi.

Hoon - Sonunda annem, sevmediğin biriyle ilişki yaşayıp mutsuz olduğunu gördüğünde kendisinin de mutlu olamayacağını anlayacak. Bu senin hayatın. Sadece seni mutlu edecek şeyleri yapmalısın. Kimi istersen sevebilirsin, bu tamamen sana bağlı.

Dizide böyle ilginç yan karakterler de var. Özellikle Teh ve Oh-aew’in çocukluktan beri arkadaşları olan Phillip, Mod ve Kai karakterleri gerek çocuk ve gerek genç oyuncularca konuyu anlatım açısından oldukça başarılı işler çıkarmışlar. Ama tabi asıl yük başrol oyuncularının sırtında. Ve en çok övgüyü onlar hak ediyorlar. 

Ben Oh-aew karakterine bayıldım. Oyuncu çok büyük bir başarı elde etmiş harcadığı emekle. Bu rol için on kilo vermiş ve böylece bir nevi kırılgan, şirin ve tatlı kişilik yapısıyla müthiş bir uyum sağlamış. İlginçtir zaten bu karaktere Oh-aew adının verilmesi bir Phuket tatlısının isminden geliyormuş. Bu tatlı şirinlik; mimikleri ve el haraketleriyle çok şeyler anlattı bana. Yönetmen de ona; Phuket’in tatlı çocuğu, diyor. 

Yönetmen Boss Naruebet Kuno’nun önceki BL türünde olmayan dizisi My Ambulance (2019)’du. Burada oynayan iki yan rol oyuncusu olan Billkin Putthipong Assaratanakul (Teh) ve PP Krit Amnuaydechkorn (Oh-aew) izleyicilerce çok ilgi görmüş. Bu oyuncuları ayrı bir dizide birlikte görmek için yönetmene twitterdan yoğun istekte bulunmuş izleyiciler. Böylece yönetmen ve ekibi yaptıkları çalışma sonunda bir BKPP the series çekmeye karar vermişler. BKPP kısaltması iki oyuncunun isimlerinin başına ekledikleri bir nevi lakâpları olan Billkin ve PP’den geliyor. Böylece dizi doğuyor. Karakterlerin isimleri için bile düşünülmüş taşınılmış. Aslında bu iş bir diziden çok film inceliğinde ve formatında bana göre.

Dizi gösterime girer girmez olay oldu ve ITSAY başlığı ile anılmaya başlandı. O kadar ki dizi çekimleriyle ilgili 8 bölümlük neredeyse diziden bile uzun bir belgeseli çekildi. Ben hiç sevmem kamera arkası görüntüler veya film hazırlıkları türünden çekimleri. Ama dizi o kadar ilgimi çekti ki bunları da izledim ve çok öğretici ve güzeldi. Oyuncuların role hazırlanmaları can verecekleri karaktere dönüşmeleri çok öğretici. Hatta iki başrolün çocukluklarını ve gençliklerini oynayan oyuncuların uyumlaştırılması için bile ne kadar uğraşılmış. Workshoplarla oyuncuların tümü uyumlaştırılmaya çalışılmış.

Dizi Phuket’de geçeceğinden oyuncuların hepsi Tay dilinin güney aksanını öğrenmek için dersler almış. Ayrıca, Teh ve Oh-aew ikinci buluşmalarında Çince hazırlık kursunda karşılaşacakları için Çince dersleri almışlar. Bu kadar da değil Teh Çin operası söylemeyi öğrenmiş. Uzatmadan çok yoğun emek verilmiş kaliteli bir iş var karşımızda. Bence Tayland ve asya BL dramaları için bir zirve. Hatta bazı izleyiciler tüm asya dramaları için bu görüşü belirtmişler. 

Birkaç Bangkok sahnesi dışında dizi Phuket adasında çekilmiş. Buranın seçilme nedeni adanın çoklu Çin-Tay kültür karışımı ve özgün mimari yapısından ileri geliyormuş. Çin kültürüne yoğun göndermeler var zira senaryoda. Teh’in ailesi de Çin kökenli dizide. Bu nedenle dizi Çin’de yoğun ilgi görmüş ve Güney Kore dramalarını sollamış. Benden puanı 10/10...

Kaynak: Blogum filmdizikitaptr