Tarihin en eski zamanlarından beri cinsel zevk objesi olarak görülen kadının erkeklerce istismar edilmesi ve bunun doğal sonucu olan hamileliğin de kadına ait cezası çekilecek bir suç olarak görülmesi maalesef ilkel, az gelişmiş ya da modern fark etmeksizin tüm toplumlarda kadını mağdur eden eril bir anlayışın sonucu. Günümüz modern (!) toplumlarda bile gelenekler ya da dini inanışlar gereği erkeklerin üç beş dakikalık zevklerinin bedelini ödemek zorunda kalıyor, yetmezmiş gibi erkeğin de üstlenmesi gereken bir sorumluluğun bedelini ödeyen bir suçlu olarak cezalandırılıyor kadınlar. Lingui; bu cenderenin içine 15’inde hamile kaldığı için bir cemaate tabi olan annesiyle birlikte kendine bir çıkış yolu bulmaya çalışan genç bir kızın hikâyesini anlatıyor. Film bir yandan araba lastiklerinden söktüğü telleri satarak geçinmeye çalışan ve sırf eşi olmadığı için hafifmeşrep görülen dul bir kadın üzerinden “namus” kavramını sorguluyor bir yandan da onun istismara açık savunmasızlığından faydalanan cemaat mensubu bir hoca (!) üzerinden eril şiddeti, kadın üzerindeki ikiyüzlü toplumsal baskıyı eleştiriyor. 74. Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışan ve ülkesi Çad’ın 94. Oscar törenlerine “En İyi Uluslararası Film” dalına aday adayı olarak seçilen Lingui; kadını sırf haz almasın diye küçük yaştayken sünnete zorlayan, kimin koyduğu belli olmayan ve nedense hep erkekler lehinde çalışan toplumsal değer yargılarını bahane ederek kıyafetinden, gülüşünden, bakışından, attığı her adıma kadar kalıplar içinde tutmaya çalışan, bedeni ile ilgili karar alma sürecinde ise dini bahane ederek ona yasaklar koyan ancak uçkuru söz konusu olduğunda haram helal demeden ondan faydalanan bildik dindar (!) erkek egemen anlayışı kadın dayanışması temalı etkileyici bir kurguyla sorguluyor.
8,0/10

güzel yorumunu 🙏 PlanetDP twitter sayfasına ekledik ✌