Sinematografik olarak çok iyi. Rejisi mükemmel. O kadar iyi ki konun önüne bile geçiyor. 

Belki 8-10’lu yaşlarda belki ergenlik çağlarında herkesin aşkı ilk kez tattığı, masum küçük kalplerini delice çarptıran bir çocukluk aşkı vardır mutlaka. Ve herkes mutlaka hayatının bir döneminde onun ne yaptığını, nerede olduğunu merak etmiş -belki sosyal medyada adını aratmış- ve aklından en az bir kez “Yeniden görüşsek ne yapardık?” ya da “Ya onunla devam etseydik nasıl olurdu?” diye geçirmiştir. İşte Past Lives; ilkokul yıllarında ayrılan yolları önce 12, sonra 24 yıl sonra kesişen iki arkadaşın romantik, kırılgan, sevimli ama bir o kadar yüreklere dokunan hikâyesini olabildiğince yalın bir sinema diliyle anlatan ve herkesin hayatının bir döneminde aklından geçirdiği o acımasız soruya iyi kötü cevap arayan nahif bir film. Biri yazar olma hayallerinin peşinde Amerika’ya göç ederken diğeri ülkesinde kalan Güney Koreli iki çocukluk arkadaşının, yolları ayrı düşmüş ama birbirlerini akıllarından çıkaramamış bu kadınla erkeğin, 12’şer yıl arayla karşılaşmaları üzerine kuruyor ve üç ayrı zaman dilimine böldüğü hikâyelerle aktarıyor anlatısını Past Lives. Film; bazen mesafelerin, bazen aynı kökenden gelse de değişip farklılaşmış kültürlerin, bazen kariyer hedeflerinin, bazen de üçüncü bir şahsın engel olduğu ama aslında belki de hiç buluşamayacak, yolları ayrı düşmese bile aynı yolda yürüyemeyecek bu iki insanın “acaba”larını, bu “acaba”lara aradığı cevapları yürekleri burkan öyle bir hikâye ile anlatıyor ve Korece bir kelime olan In-Yun üzerinden öyle bir felsefeye oturtuyor ki ilk aşklarına özlem duyan tüm kalbi kırıkların yüreğine bir parça su serpiyor. Ferhat Göçer’in “Yastayım” parçasının tam oturacağı New York’ta geçen üçüncü çeyrekte duygusal derinliğini zirveye taşıyan Past Lives; başından beri yarattığı melankolik romantizmden geriye buruk bir hüzün ve samimi bir omuzda iki hıçkırık bırakarak uzun süre etkisini koruyacak bir final yapıyor. İddiasız, doğal, yalın anlatısını muhteşem görsel detaylarla ve iki başrol oyuncunun başarılı performansı ile zenginleştiren bu dokunaklı film, çocukluk aşklarını özleyip onlardan ayrı bir hayat kuranlara özellikle hitap etse de her türden sinemaseverin izleyebileceği, hem iç ısıtan hem kalp kırıklıklarını hatırlatan duygusal alt yapısı yüksek bir seyirlik ve bu yılın Uluslararası film dalının en güçlü Oscar adaylardan biri.
7,8/10